2022 Bahreyn GP: Kimler kaybetti, kimler kazandı?

 Formula 1 benim için mevsim geçişini temsil eder. Sezon başlangıcı balkon camlarının açılması, yarış sonrası geç kararan havada yürüyüşe çıkmak, sevdiğim pilotların iyi sonuçlarını kutlamak veya kötü sonuçları için bir sigara içmek anlamına gelir. Sezonun sonu da aynı kış gibi, güzel olan her şeyin "bir süreliğine" biteceğini gösteriyor.

2022'de bu böyle olmadı nitekim havalar halen soğuk ve Nisan ayına kadar bu bahsettiklerimi uygulayabileceğim gibi durmuyor. Ama 2022 F1 sezonu bu kez zaten kendi başına bir "geçişi" temsil ediyor. Formula 1, 2019'da açıkladığı ve COVID-19 nedeniyle bir sene ertelemek zorunda kaldığı "yer etkisi temelli" araçlara sonunda kavuştu. Yeni kuralların amacı yere basma gücünü arttırırken kirli havayı azaltmak, böylece pistin her bölgesinde araçların birbirini kolayca takip edebilmesini sağlamak. Kuralları yazan ekip, yeni kuralların her şeyi sıfırlayacağını, takımların 1 saniye içinde sıralanacak araçlar üreteceğini ve 20 aracın birden mücadele içinde olacağını da düşünmüş olmalılar.

Bahreyn bu açıdan baktığımızda hayal kırıklığıydı çünkü farkların açıldığını gördük. Son 2 senedir orta grubun en büyük ataklarını yapan McLaren silindi, bu seneden büyük beklentileri olan Alpine çifte puanı galibiyet gibi kutladı (hiç olmazsa CEO Laurent Rossi kutlamıştır, hedef bu diyordu sürekli), kurallarda açık bulduğu iddia edilen Aston Martin ise iki araçla birden Q1'de havlu attı. Muhtemelen bu sonucu takımlar da beklemiyordur.

Yazıya biraz dağınık bir giriş yaptık toparlayacağız. Bahreyn GP'si her yarışta olduğu gibi kazananlara ve kaybedenlere sahip oldu, fakat bu yarışın kazanan ve kaybedenleri ekstra önem arz ediyorlar, çünkü yeni çağın ilk güç sıralamasını bize sundular. Kim mücadeleye dönmüş, kim güç kaybetmiş, hangi pilotlar yeni çağa hazır, hangi pilotlar şampiyonluk adayı, hangi takım patronunun koltuğu sallantıda gibi soruların cevaplarını olmasa bile cevaplara dair ilk ipuçlarını edindik. Yeni yazı dizimde ben de sizlere "kazananları" ve "kaybedenleri" takdim edeceğim. MotoGP'de olduğu gibi tam bir özet yapmayacağım, çünkü MotoGP gibi bir sprint serisinin özetini yapmak çok daha kolay. Formula 1'de her tur farklı bir yarış gibi. O halde başlayalım.


Yazımızın fotoğrafı unvanını ise yarış galibine veriyoruz.


BAHREYN GP: KAYBEDENLER

Bir numaralı kaybeden olarak sanırım rahatça Mercedes motorlu tüm araçları seçebilirim, çünkü bir bakınca 2014 Bahreyn GP'sinin tam tersini yaşattılar bize. Aşağıya iki yarışın karşılaştırmalı sonucunu koyuyorum.

Soldaki 2014 Bahreyn, sağdaki 2022 Bahreyn, gerçi belli oluyor ama yine de belirtelim.

2014 Bahreyn, turbo hibrit çağının ikinci yarışıydı. Mercedes, 2014 Avustralya GP'sinde de güçlü görünmüştü fakat Lewis Hamilton'ın henüz yarışın başlarında dayanıklılık sorunları nedeniyle yarışa veda etmesi buna gölge düşürmüştü. 2014 Bahreyn'de ise hem Hamilton-Rosberg kapışması, hem Perez'in Red Bull'ları yenerek podyuma çıkması, hem de Williams'ların güçlü görünmesiyle birlikte hem heyecan yaşanmış, hem de ilk 8'de 6 Mercedes motorlu araç yer almıştı.

Bu yarış ise tam tersini yaşadık. En kötü 6 aracın tamamı Mercedes motoruna sahipti. Şimdi tam bir korelasyon kurmak şu anlık yanlış olabilir, çünkü bu takımlardan hem Aston Martin, hem McLaren bambaşka sorunlarla da uğraşıyorlar. Aston Martin, başımızın etini yiyen "porpoising" sorununu çözmek için 0.750 saniyelik bir performansı feda etmek zorunda kaldığını açıklarken, McLaren'in fren problemleri olduğu Bahreyn'den beri takım tarafından dile getiriliyor. Bu fren probleminin aracın kalanına yayıldığı da söylentiler arasında. Bu iki takım Avrupa sezonuna getirecekleri güncellemeler sonrası toparlanacaklardır, o zaman motor kaynaklı sorunların derecesini daha iyi görebileceğiz.

Ayrıca Daniel Ricciardo'nun Bahreyn testlerini, Sebastian Vettel'in de ilk yarışı kaçırması bir süre baş ağrısı yaratabilir. Gerçi Vettel'in ikinci yarışı kaçırma ihtimali de var. Buradan ona da geçmiş olsun diyelim.

Mercedes için ise hiçbir şey demeye gerek yok. 2019 Ferrari ayarında, zaman zaman böyle podyumlara oynayacakları bir sezon geçirecekler. Bu Russell için biraz iyi, tek hedefi Hamilton'ı yenmek olacak. Tabi o da çok iyi bir başlangıç yapmadı, bütün yarış hayalet gibiydi. O da bu yüzden bir kaybeden.


İki numaralı kaybeden olarak Fernando Alonso'yu seçmek durumundayım. Şimdi neden Alonso, neden Alpine değil gibi sorular sorulabilir, evet Alpine kesinlikle bir kaybeden, yazının girişinde belirttik zaten, fakat pilot analizi yaparken kendi ligine göre ve takım arkadaşına göre analiz yapıyorum. Bu açılardan bakıldığında, Alonso hiç ama hiç Alonso gibi olmadığı bir yarış geçirdi. Starttan itibaren iyi bir tempo yakalamakta zorlandı, pit stratejilerinden hiç avantaj elde edemedi, 16. sıradan kalkan Tsunoda'ya geçildi, güvenlik aracı sonrasında da Tsunoda'yı hiç zorlayamadı.

Asıl sıkıntı ise Esteban Ocon. Ocon yarış başında aldığı 5 saniyelik cezaya rağmen Alonso'yu bir kez pit öncesi, bir kez de güvenlik aracı öncesi iki kez geçti. Alonso söz konusu takım arkadaşları olduğunda acımasızdır, pistte ezip geçmekten de, eleştirmekten de hiç çekinmez. Bu onun "gladyatörlük" anlayışına tam uyuyor zaten. Alonso'yu pek de üst düzey görülmeyen Ocon gibi bir pilotun iki kez geçmesi iyiye alamet değil. Bu nedenle Alonso'yu da kaybeden köşesine yazıyoruz.

Yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim yine de. Alonso WEC'deki başarılı geçen kariyerini ve Indy500 galibiyeti kovalama imkanını bırakıp Formula 1'e döndü, çünkü Alpine ona 2022 için şampiyonluğa oynama vaadi sundu. Alonso için orta sıranın önüne oynamak sıfırdan öte bir şey değil, bu nedenle motivasyon kaybı yaşamış veya ekstra iki puan için isteksiz görünmüş olabilir. Bunu sonuna kadar anlarım. Fernando Alonso'nun yeri gridin en önü. 

"El Plan" şu an için geçersiz.


Üç numaralı kaybeden Honda, ya da artık kullanacağımız ismi ile "Powertrains". Red Bull, 2020'de attıkları tüm sağlam temellerden sonra Honda'nın spordan ayrılacağını öğrendiğinde şoka girmişti çünkü 2022 planlarını tamamen Honda'ya göre ayarlamışlardı. Bu konuda uzun süren tartışmaların ardından FIA'ya sundukları teklif kabul oldu ve 2022'den itibaren motorlar 4 sezon boyunca donduruldu. Takımlar 4 sene boyunca aynı motorları kullanacak ve performans güncellemesi yapamayacaklar, sadece dayanıklılık için FIA onayında belli çalışmalar yapabilecekler.

Honda artık resmi olarak Formula 1'de yer almıyor, 2022 motorları 4 sene boyunca Red Bull aracında yer alacak fakat motorlara da söylediğimiz gibi "Powertrains" ekibi bakıyor. Bir nevi 1997 sonrası Renault'un "Mecachrome" ismiyle Williams'a motor sağlaması gibi. Son şampiyon Williams o sene büyük bir gerileme yaşamıştı. Red Bull performans açısından bakıldığımızda bu derece bir kayıp yaşayacak gibi durmuyor fakat dayanıklılık açısından ilk yarışta iki aracını birden kaybederek alarm verdi diyebiliriz.

Gerçi iki aracın da sorunu yakıt pompasından kaynaklanıyor, fakat bu sorunu Ferrari yaşasa taşlanırdı. Red Bull'un da aynı şekilde motor mühendisleri açısından eleştirilmesi gerekiyor. Honda ekibi bakalım gerçekten son üç seneye büyük değer katmış mı?

Bu ortaklık bence düşündüğümüzden çok daha iyiydi.


Dört numaralı kaybeden ise Mick Schumacher oldu. Tamam, yarış başında Ocon ile teması sonucu spin atarak sıra ve zaman kaybetti, fakat iki sıkıntı var: İlki, Haas bu sezon gerçekten rekabetçi. Bu Ferrari motorunun gücünden kaynaklanan bir illüzyon da olabilir, bunu gelecek sezona kadar bilemeyeceğiz, fakat yine de Haas gayet rekabetçi. Mick geçtiğimiz sezonun tamamını rekabetten uzak bir şekilde en arkada geçirdi, bu yüzden lastik lastiğe mücadele konusunda tecrübesi yok. İlk yarış için bu affedilebilir.

Affedilemez olan ise takım arkadaşına oranla performansının ne denli düşük olduğu. Kevin Magnussen iyi bir pilot, hızlı bir pilot, iyi sonuçlar alma fırsatını yakalarsa hiç çekinmeden alacak bir pilot, buna hemfikiriz. Sorun şu ki Magnussen bir senedir Formula 1'den uzak ve yeni Haas ile tam bir test programı gerçekleştiremedi. Nikita Mazepin'in gönderilmesi sonrası apar topar kontrat imzalamış bir pilottan bahsediyoruz. Mick önce sıralamalarda, sonra da yarışta Magnussen'in epey arkasında göründü. Yarışı da Magnussen'in beşinciliğine karşın ancak 11. sırada tamamlayabildi. Mick'ten çok daha fazlası bekleniyor, dolayısıyla onu da bir kaybeden olarak anmak mümkün.

Yarışın kaybedenleri bu şekilde. Şimdi gelelim kazananlara.


BAHREYN GP: KAZANANLAR

Bir numaralı kazanan hiç ama hiç şüphesiz ki FERRARI, FERRARI VE FERRARI. Aslında bu sonuç daha lansmandan beri bekleniyordu, çünkü F1'de gayriresmi bir kural vardır: iyi görünen araç güçlü performans da verir. Ve Ferrari F1-75 sezonun estetik açısından net şekilde en iyi aracı. Testlerde de aynı şekilde her tür virajda, her tür pistte, her tür lastikte ve her tür koşulda güçlü görünmüşlerdi. Bunun üstüne başarıya aç Charles Leclerc-Carlos Sainz pilot ikilisi eklenince, Bahreyn GP onlar için rüya gibi geçti. Önce Charles Leclerc çok rahat bir pole pozisyonu elde etti, Carlos Sainz ise üçüncü oldu. Yarışta ise Leclerc kontrolün tek sahibiydi. Max ile zaman farkını oldukça iyi yönetti, Red Bull'un stratejilerine oldukça iyi yanıt verdi, Max her atak yaptığında savuşturmayı ve yerini geri almayı başardı, zaten sonunda Max'ı hataya da zorladı. Son şampiyonun karşısında dişli bir rakip var.

Benim en çok beğendiğim an ise Güvenlik Aracı periyodu biterken yaşandı. Leclerc yarışı güzel bir yerde başlattı, başlattığı esnada Verstappen aracının arkasına kadar frenlemişti. Başlatmasının ardından da düzlükte öyle bir yerde yön değişimi yaptı ki, Sainz avantaj kazanarak Verstappen'e atak yapma fırsatı buldu. Leclerc böyle ufak akıl oyunlarından avantaj kazanırsa, şampiyonluk için şansı büyük. Günün sürücüsü seçildiğini de belirtelim. Tebrik ediyoruz!

Bir parantez de Binotto'ya. Kendisi 2020 rezaleti ve Sebastian Vettel'in ayrılığı gibi süreçler dolayısıyla epey eleştirildi, ben de çok eleştirdim çünkü başarı getirebileceğine asla inanmıyordum. Fakat 2021'de Ferrari dersine iyi çalışmış, motordaki gelişimi sürdürmüş ve birçok simülasyon ile ideal şasi tasarımını da bulmuş. Motordaki gelişim o kadar iyi ki, tüm Ferrari motoru kullanan takımlar seviye atlamış durumda, birazdan bahsedeceğiz. Ayrıca pilot kadrosunu da iyi yönetiyor gibi şu anlık. Onu da tebrik ediyoruz.

İtalyanların yeni umutları.


İki numaralı kazanan Kevin Magnussen! Formula 1'de yer alması gerektiğine hepimiz zaten fazlasıyla emindik, dönmesine de hepimiz çok sevindik. Fakat bu kadar iyi olmasını hiç beklemiyorduk. Haas'ı olduğundan iyi göstermiş bile olabilir. 

Hafta sonunun kısa bir özetine bakalım. Sıralama turlarında yedinci oldu, startta Perez'i geçti, elinden geldiğince iyi savundu, diğer orta sıra takımlarına hiç bulaşmadan kendi liginde yeterli bir farkla ilerledi, güvenlik aracı ile birlikte de iyi bir sonucu garantiledi. İki Red Bull aracının da yarış dışı kalması sonucu beşincilik geldi. Bu onun için gerçekten rüya gibi. Mart ayının başında koltuksuzdu ve WEC Sebring yarışına hazırlanıyordu, şimdi ise F1'de podyumun iki sıra gerisinde. Bunu hak etti mi? Hak etti. 

Günther Steiner'in 2021'de ettiği iddialı laflar da yerini bulmuş durumda, 2022'de çok daha iyi olacaklarını ve yeniden puan alacaklarını söylediklerinde hiçbirimiz inanmamıştık, sözlerimizi geri alıyoruz sanırım. Ama başarının ne kadarı onlara ait, ne kadarı motora ait, bunu da görmemiz lazım. 

Bir diğer ikonik görüntü.


Üç numaralı kazanan Alfa Romeo. Takım, umut vadeden bir 2018 ve dördüncülük gibi bir sonuç dahi elde ettikleri 2019'dan sonra son iki senede -Ferrari motorunun da üstün katkılarıyla- resmen dibi boylamıştı. 2020'de 8, 2021'de 13 puan toplayabilen Alfa Romeo, iyice 2015-2016 Sauber moduna geri dönmeye başlamıştı. Testlerde ise özellikle Barcelona'da büyük sorunlar yaşayan ve tur atamayan Alfa Romeo'nun bu sene gridin dibinde olmasını bekleyenler vardı.

Alfa Romeo bütün bu kötü temennileri alaşağı etti. Takımın yeni pilotu Valtteri Bottas önce 100 yarışı aşkın süredir devam eden Q3 serisini sürdürdü, sonra da sıralamada altıncı oldu. Startı Alfa Romeo'nun debriyaj problemi dolayısıyla kötüydü ama iyi bir tempo tutturdu, kendini puan barajına attı ve fırsat beklemeye başladı. Güvenlik aracı çıkınca da son üç senedir zayıf tercihlerle fırsatlar kaçıran Alfa Romeo pit duvarı bu kez tam zamanında bir hamle yaparak hem Bottas'ı, hem de çaylak pilotları Guanyu Zhou'yu pite aldı. Sonuç olarak Bottas startta aldığı hasarı çok iyi bir şekilde telafi ederek yarışı 6. sırada tamamladı, Guanyu Zhou ise yarışın ortasından itibaren tutturduğu iyi temponun ekmeğini alarak 10. sırada yer aldı. Çaylak pilot böylece kariyerinin ilk yarışını puanla kapattı, şu an için Antonio Giovinazzi'nin yerini aratmayacak gibi.


Dört numaralı kazanan Esteban Ocon. Aslında kazanan olmaması için büyük bir sebep var, o da sezonun ceza alan ilk pilotu olması. İlk turda Mick Schumacher'a teması sonrası Alman pilot spin atmış, bunun sonucunda da Ocon 5 saniye ceza ile ödüllendirilmişti. Haklı bir cezaydı, aynı zamanda yeni hakemlerin yaklaşımını görmek açısından da bir referans noktasıydı. İlk tur mücadelesi denip geçilebilirdi, fakat 2 tur içinde ceza çıktı. 

Asıl hikaye ise bu noktadan sonrası. Ocon ceza aldığını öğrendikten sonra temposunu yükseltti, 6 tur sonra 3 sıra önünde başlayan takım arkadaşını yakalayıp geçti ve tüm yarışı puan alacak bir pozisyonda sürdürdü. Cezası sonrası pozisyon avantajını bir ara kaybetmesine rağmen temposu bunu toparlayacak kadar yüksekti. Üstelik, güvenlik aracı öncesi Fernando Alonso ile bir daha mücadeleye tutuştu ve bir daha geçti. Fernando Alonso'yu bir yarışta iki kez geçen ilk takım arkadaşı olmuş olabilir. Böylece sezona güçlü bir yedincilik ile başladı.

Ocon 2020'de kariyeri bitmek üzere olan bir "eski şampiyonluk adayı" idi. 2021'de "toparlamış evet ama Piastri geliyorken, Gasly varken üç sene kontrat almamalı" deniliyordu. Bu sene onun çıkış senesi olmalı, çünkü kariyerine başlarken "Formula 3'te Verstappen'i yenen pilot" olarak başlamıştı. Alonso'yu yenerse yeniden o pilot olabileceğine dair inançları tazeleyecek.


Beş numaralı bonus kazananımız ise Lewis Hamilton! Yine ne yaptı ne etti podyumda kendisini gösterdi. Yarışı da bence gayet iyiydi. Yarışın başında iyi bir startla Perez'i geçti, sonrasında 5-6 tur boyunca çok daha iyi Ferrari ile aynı tempoyu tutturdu, güvenlik aracı sonrasında da elinden geleni yaptı. Ayrıca George Russell'a göre çok net daha iyiydi bence haftasonu geneli, bu da onun için bir artı. Lewis Hamilton bakalım uzun süre sonra ilk kötü aracında neler yapacak, veya Mercedes nereye kadar kötü kalacak? Sezon soru işaretlerine gebe.

Bir şekilde yine eve kupayla döndü.

Böylece serimizin ilk yazısını tamamladım. 2022 sezonu boyunca her yarış hafta sonu, en geç Pazartesi akşamları yazımız çıkacak. Umarım güncel olarak okuyanlara iyi bir özet sunar, seneler sonra okuyacaklara da bu sezon hakkında iyi fikirler verir.

Şimdilik hoşçakalın!







Yorumlar