KISA BİR AL CENTRAL ANATOMİSİ
Ligin gün itibariyle en zayıf grubu. Yıldızlar var mı var, umut vadeden çaylaklar var mı var, ancak bu grupta ilk turu geçebileceğine inanılabilecek hiçbir takım YOK. Öyle ki, 2019'da 101 maç kazanan Minnesota Twins dahi ilk turda elenmişti.
Grubun son şampiyonu Cleveland Guardians. Yıldız oyuncuları Jose Ramirez'e eklemlenen başarılı savunma ve her alanda etkili bir pitching ile gelecek vadediyorlar.
Chicago White Sox
Chicago’nun Cubs ile birlikte iki takımından birisidir. Cubs ile iki takım Karşıyaka-Göztepe gibi düşünülebilir, White Sox şehrin güneyinde, Cubs ise kuzeyinde desteklenmektedir. White Sox AL’de oynar, Cubs ise NL’de. Köklü bir takımdır, 122 senedir ligdedir, 6 kez World Series oynamış ve üç kez şampiyon olmuştur.
1900'de kurulan takım, 1901'de yeni kurulan AL'e katılarak ligin orijinal takımlarından biri olmuştur.
1906 ve 1917'deki iki şampiyonluğun ardından 1919 World Series'te şike yapan ve seriyi bilerek kaybeden takım, skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte lanetlendi. Daha da kötüsü şike olayı MLB tarihinin en sevilen oyuncularından Shoeless Joe Jackson'ın da ömür boyu beyzbol yasağı almasına sebep oldu.
O günden sonra “Big Hurt” lakaplı Frank Thomas’ın takıma katıldığı 90’lara kadar günyüzü göremeyen White Sox, tıpkı 84 sene şampiyon olamayan Red Sox gibi 2005’e kadar 88 sene şampiyonluk görmemişti, kaderin bir cilvesi olarak Red Sox’un lanetini kırmasından bir sene sonra onlar da kervana katıldılar ve şampiyon oldular. Bu başarıda 2000’lerin en hakkı verilmeyen oyuncularından Paul Konerko’nun payı büyüktür.
Sonrasında yine düşüşe geçtiler, 2020’ye kadar sadece 1 kez
postseason görebildiler. 2020-2021 sezonlarında toparlandılar ve 2020 MVP’si Jose Abreu’nun yanı sıra ortalama üstü pitcher kadrolarının yardımıyla arka arkaya iki kez postseason’a
çıktılar. –ki bu, 121 yıllık tarihlerinde ilk defa iki sezon arka arkaya postseason’a
çıktıkları anlamına geliyordu.
Geçen sene beklentileri aşamayan ve play-off'u kaçıran takım, gelecek sezon yine şampiyonluk adayı olamayacak gibi duruyor, Abreu da uzun yılların ardından Houston Astros'a gitti.
Takım maçlarını 1910-1990 arası tarihi Comiskey Park’ta oynamış, sonrasında ise yine aynı yere yapılan Guaranteed Rate Field’a (orijinal adı Cellular Field) geçmişlerdir. Bir nevi İnönü Stadı-Vodafone Arena.
Bir White Sox efsanesi: Paul Konerko!
Cleveland Guardians
Bu isim Amerikan sporlarını belli derecede takip edenler için tuhaf gelebilir,
nitekim yüz yıllık “Cleveland Indians” ismi 2021 sezonunun sonunda değişti
ve takım Guardians ismini aldı –tıpkı Washington Redskins’in Commanders olması
gibi.
Ligin en eski takımlarından birisidir. 1894'te kurulmuş, 1901'de yeni kurulan AL'e katılmıştır. Kısacası AL'in orijinal takımlarından biridir.
Guardians’ı geçmişi için başarılı, modern dönem için ise istikrarlı bir takım olarak tanımlayabiliriz. 1920 ve 1948’de World Series’i kazanan, 1954’de ise kaybeden takım 1954’den sonra 40 sene postseason göremedi, hatta 1948'deki şampiyonluk Cleveland şehrinin uzun bir süre son şampiyonluğu olarak kaldı -ta ki Ohio'dan çıkan LeBron James isimli bir adam Cavaliers'ı zirveye taşıyana dek.
1990'ların başında güçlü bir kadro kuran takım, 1995 sezonunda kısaltılmış sezonu 100-44 gibi tarihi bir dereceyle tamamlayarak World Series’e kadar çıktı ve postseason’a görkemli bir dönüş yaptı. Seriyi o dönemin dominant takımı Braves’e kaybetti.
Sonrasındaki 25 sezonda 12 kez
postseason’a kalan, 3 kez World Series’e çıkan (üçünü de kaybettiler, ki
bunların birisi Cavaliers’in şampiyonluk kazandığı 2016’da idi, o seri
kazanılsa Cleveland’da yapılacak kutlamaları kestirmek güç), hatta 2017’de arka
arkaya 22 maç kazanarak AL rekoru kıran Guardians şu anda LeBron’dan sonra
Cleveland’ın en büyük yıldızı olarak anılan Jose Ramirez liderliğinde “bir
şeyler deniyor.”
Son şampiyonlukları bahsettiğimiz üzere 1948’de gelen
Indians, Cubs’ın 2016’da şampiyon olmasının ardından (ki o sene Cubs’a kaybeden
takım da kendileriydi) “en uzun süredir şampiyon olamayan takım” unvanının
sahibi olmuştur. Cavs’ın lanetini üstlendiler diyebiliriz.
Tarihi boyunca dört farklı stadyumda oynayan Guardians, 1931-1993 sezonları arası Erie Gölü'nün hemen yanındaki Cleveland Stadium'da oynamış, sonrasında ise biraz sıkış tepiş bir havası olan Progressive
Field’a geçmiştir. Buna rağmen stadyum modern görünüşü nedeniyle
seviliyor.
Detroit Tigers
Ligin en eski takımlarından birisidir, hatta kurulduğu günden beri ismine de kurulduğu şehre de sadık kalarak zoru başarmıştır. 1894'te kurulan takım, 1901'de yeni kurulan AL'e katılmıştır. Grubun üçüncü orijinal takımıyla karşılaşıyoruz, tabiri caizse tarih akıyor.
1900'lerde halen MLB tarihinin en iyi oyuncularından sayılan Ty Cobb ile ismini duyuran, bu sayede oyuncuları kendine çekip çeşitli başarılara uzanan takım 11 kez World Series oynamış, sonuncusu 1984’te olmak üzere 4 kez şampiyon olmuştur.
1984 şampiyonluğundan sonra 2006 ve 2012’de olmak üzere iki kez daha World Series oynadılar, ikisini de kaybettiler.
2010’ların başında 2007’de Marlins’ten aldıkları birinci kale Miguel Cabrera’nın ve MVP olmuş nadir pitcher’lardan Justin Verlander’ın liderliğinde (kendisi önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz üzere ülkemizde biraz tanınır, malum Kate Upton’ın sevgilisi kendisi) 4 senelik bir postseason serisi yakaladılar, bunu 2012'deki World Series ile taçlandırdılar.
2014 sezonunun ardından kendini dağılma döneminde bulan takım, o günden beri bir sezon harici .500’ü geçemedi, hatta 2019’da 47-114 gibi bir dereceyle MLB tarihinin en kötü sezonlarından birine imza attı (.292 gibi bir yüzdeye denk geliyor, siz düşünün).
Şu anda genç bir çekirdeğe iyi veteranlar katarak toplanmaya çalışan takım, geçen sene tarihin en kötü hücum performanslarından birini göstererek hayal kırıklığı yarattı. Cabrera da gelecek sezon emekliye ayrılarak kariyerini sonlandıracak.
Maçlarını 2000’den beri Comerica Park’ta oynuyorlar. Öncesinde tam 88 sene Tiger Stadium’da oynamışlardı. Stadyumun son maçlardaki haline bakınca tüm tarihi değerine karşın Comerica Park’a iyi ki geçmişler demeniz olası. Fenway Park veya Wrigley Field gibi korunamamış maalesef.
Kansas City Royals
Royals, Kansas’ın ilk beyzbol takımı değildir, Oakland Athletics kendilerinden önce yaklaşık 13 sene Kansas’ta bulunmuş fakat postseason’a bir kez dahi kalamadıkları bu başarısız senelerin ardından taşınmışlardı.
Athletics’in şehirden ayrılışı sonrası Royals kurularak Kansas’ın beyzbol takımını kaybetmesi
önlendi, neyse ki yeni kurulan takım şehir tarafınan benimsendi ve başarılı oldu. Tarihlerinde 4 World Series, iki de şampiyonluk bulunmakta.
En başarılı zamanlarını efsane vurucuları George Brett liderliğinde 10 senede 7 kez postseason, 2 kez World Series gördükleri 70’lerin sonu, 80’lerin başı döneminde yaşamış, iki şampiyonluğunun birini de bu dönemin sonu olan 1984’te yaşamışlardır.
Sonrasında 2014’e kadar postseason yüzü görememiş, 2014’te uçuşa geçerek World Series’e çıkmış, ancak tecrübeli Giants’a kaybetmişlerdir. Sonraki sene daha iyi bir takımla arka arkaya ikinci kez World Series oynamış, bu kez New York Mets'i yenerek şampiyonluğa ulaşmışlardır. 2015’ten bu yana yine postseason orucundalar.
Son 36 senelerindeki 3 postseason’un hepsinde World Series görmüş
olmaları ilginç bir istatistik: ya hep ya hiç. Royals için iyi haber ise, Bobby
Witt Jr. gibi bir süperstar adayını kadrolarında bulunduruyor olmaları.
Maçlarını şelalesi ile ünlü Kaufmann Stadium’da oynarlar, hemen yan tarafta da NFL takımı Chiefs’in stadı bulunmakta. Şelaleyi görünce insan stadyumu doğayla iç içe sanıyor, oysa ki bir otoparkın içinde!
Minnesota Twins
1901’de Washington’da Senators adıyla kurulan, sonrasında Nationals adını alan –şu anki Nationals ile alakası yok- takım, tahmin edebileceğiniz üzerine AL'in orijinal takımlarından birisidir.
1960'a kadar Washington'da oynayan takım, 1961 sezonunda Minnesota'ya taşınmış ve eyaletin ikiz kentleri Minneapolis ile St. Paul'u şereflendirerek Twins ismini almıştı. Stadyumlarında da iki şehrin maskotlarının el sıkıştığı bir neon ekranı bulunuyor.
Başarılı bir takım olduklarını söylemek mümkün. Toplam 6 kez World Series oynamış,
1924’te Washington, 1987 ve 1991’de ise Minnesota’da olmak üzere 3 kez şampiyon
olmuşlardır. İlk şampiyonluklarının özet görüntüleri dahi mevcut.
Twins'in Braves'i mağlup ederek son kez şampiyonluğa ulaştığı 1991 World Series birçok kişi tarafından tarihin en
iyi final serisi olarak kabul edilir, 2000’lerde hayatını kaybeden Twins
efsanesi Kirby Puckett’in inanılmaz bir maç kazandıran vuruşu mevcut bu seride.
2002’den itibaren postseason’a abone olan –draft seçimlerinin bu durumda payı büyüktür, nitekim 2006 AL MVP’si Justin Morneau, 2009 AL MVP’si Joe Mauer ve 2 kez Cy Young ödülü sahibi Johan Santana Minnesota’nın kökenden yetiştirdiği isimlerdir- ve kısaltılmış 2020 sezonu dahil grubunu 8 kez birinci bitiren Twins’in başarı odaklı bir takım olduğunu söyleyebiliriz.
Son iki senedir ise işler iyi değil. 2021 sezonunda grup sonuncusu olmasının ardından sansasyonel bir transferle ligin en iyi savunmacılarından shortstop Carlos Correa'yı kadroya katan Twins, buna rağmen yine play-off oynayamadı.
Dahası, takım 2002 sezonundan bu yana bir postseason
maçı bile kazanamamış durumda! Bu sürede Yankees’e 16 play-off maçı
kaybeden Twins, Yankees taraftarlarınca çok sık alaya alınmaktadır. Takımın postseason maçı kazanamamasının sebebi olarak 2002 sezonunun ardından David Ortiz’i serbest
bırakmalarını gösterenler de var, Big Papi’yi satmanın bir lanete yol
açtığını söylüyorlar.
Maçlarını Target Field’da oynarlar, Minnesota Timberwolves’ın sahasının ismi de Target Center. Nedir bu Target: Minnesota merkezli bir market zinciri. İşte şimdi taşlar yerine oturuyor.
Yorumlar
Yorum Gönder