Sebastian Vettel, Başarılarla Dolu Bir Kariyer: Part 1, 2006-2010

Sebastian Vettel, Formula 1 tarihinin hiç şüphe yok ki en iyi isimlerinden biri. Bir sezonda en çok yarış kazanma, bir sezonda en çok pole pozisyonu elde etme, arka arkaya en çok yarış galibiyeti ve elbette en genç dünya şampiyonluğu gibi rekorları elinde tutuyor Alman sürücü. Ben de Formula 1'de kendisini desteklemekteyim.


Sebastian Vettel'in şu ana kadarki kariyeri büyük başarılarla dolu gerçekten. 31 yaşında ve şimdiden cebinde 4 şampiyonluğu var. 51 yarış zaferi, 55 pol pozisyonu, 106 podyum ve 34 en hızlı tura sahip aynı zamanda. 2018 sezonunu bir çok hata ve şanssızlıktan ötürü 2.sırada götürse de şampiyonluğun halen en büyük adayı. Ben de kendisinin kariyeri hakkında 3 bölümden oluşan bir yazı yazacağım. Şimdiden uyarıyorum, yazı epey uzun olacak. İlk bölümde ise 2006-2010 arasını anlatacağım.


Vettel'in kariyeri 2006 yılında başladı aslında. O sene BMW Sauber'in test pilotuydu. İlk kez 2006 Türkiye GP'si antrenman seansında piste çıkan Vettel o seansta en hızlı isim olmayı başararak dikkatleri en baştan üstüne çekti. Daha o zamanlardan geleceğin şampiyonu olarak gösteriliyordu. Vettel ayrıca daha kariyerinin ilk dakikasında da bir rekor kırmayı başarmıştı: en hızlı ceza alan pilot. Daha kariyerinin 7.saniyesinde pit yolu hız limitini aştığı için para cezası almıştı.


Vettel için her şey Türkiye'de başladı. İdolü olan Schumi'nin aracının önünde fotoğraf çekilmeyi de ihmal etmiyor.


2007 senesinde yine aynı göreve devam etti, aynı zamanda takımın 3.pilotuydu. 2007 Kanada GP'sinde Robert Kubica çok kötü bir kaza geçirince sonraki yarış olan ABD GP'si için kendisi çağırıldı. Vettel tıpkı Schumacher gibi başladı kariyerine. Schumacher gibi 7.sırayı elde etti kariyerinin daha ilk sıralamasında ve yarışı 8.sırada bitirerek puan aldı. Bu onu en genç puan elde eden sürücü yaptı. Zaten RBR tarafından desteklenen Vettel bu performansının ardından Macaristan'da Scott Speed'in yerine geçerek Toro Rosso koltuğuna oturdu. Japonya'da kariyerinin ilk podyumuna yaklaşsa da güvenlik aracı ardında gerçekleşen talihsiz bir kaza bunu elinden aldı, daha da kötüsü asıl takım olan Red Bull Racing'in pilotu Mark Webber ile çarpıştı bu kazada. O gün nasıl üzüldüğü ve ağladığını bir çok kişi hatırlar. Sonraki yarış olan Çin GP'sinde 17.başlamasına rağmen yağmur altında 4.olarak Japonya'yı unutturmayı başardı.


Japonya'da yaşanan kaza üzerinden bugün bile Vettel eleştirilir. Oysa ki daha sonradan açıklandığı üzere kazaya Vettel değil güvenlik aracı periyodunda saçma hareketler yapan Hamilton sebebiyet vermişti.


Vettel'in başarılarla olduğu kadar kazalarla da dolu olan kariyerinin ilk ciddi kazası.


2008 sezonu pek iyi başlamadı Vettel için. İlk yarış olan Avustralya'da daha ilk turda yarış kazasından dolayı yarış dışı kaldı. Malezya'da motor problemiyle yolda kaldı. Bahreyn ve İspanya'da yine ilk tur temasları ile yarış dışı kaldı. İlk kez Türkiye'de 17.olarak finiş görebilen Vettel bir sonraki yarış olan Monaco'da 18.sırada başlayıp yarışı 5.bitirerek hem geçişin zor olduğu pistte güzel bir sonuç elde etti hem de sezonun ilk puanlarını elde etti. Daha sonra aracı zorlayarak iyi puanlar almaya devam eden Vettel için sezonun zirvesi ise şüphesiz herkesin hala iyi hatırladığı yarıştı: 2008 İtalya.


2008 İtalya GP'sinde sıralamalar yağmur altında yapılacaktı ve çoğu pilotun ve takımın geride kaldığı sıralamalarda Toro Rosso sürpriz şekilde yükseklerdeydi. O zamanki takım arkadaşı Bourdais 4.olurken günün sürprizi Vettel'den gelmişti. Genç alman yağmur altında pol pozisyonunu almayı başarmıştı. Yağmur altındaki yarışta da bu performansını sürdürdü Vettel ve 2. sıradaki Kovalainen'in 12 saniye önünde yarışı kazandı. Bu esnada 20 yaşında olan Vettel böylece en genç GP galibi rekorunu Alonso'nun elinden almıştı (daha sonra bu rekoru Max Verstappen tarafından 2016 İspanya GP'sinde kırıldı). Böylece bir sonraki sene Coulthard'dan boşalacak olan RBR koltuğunu da kapmıştı.


Bir efsanenin ilk galibiyeti.


Sezonun son yarışında ise az kalsın şampiyonu belirliyordu. Efsanevi 2008 Brezilya GP'sinde son 6 tur yağmur bastırmıştı ve son 2 turda Vettel, Hamilton'u geçmişti. Böylece Hamilton 6.lığa düşmüştü. Bu sonuç Massa'yı yarış zaferi farkıyla şampiyon yapacaktı. Fakat son turun son sektöründe Timo Glock yavaşlayınca Hamilton şampiyon olmuştu. İkilinin rekabeti aslında daha buradan başlamıştı.


2008 Brezilya'nın son turlarında Vettel'in Hamilton'a yaptığı atak.


2009 yılında RBR'ye geçen Vettel'in başına tam anlamıyla talih kuşu konmuştu. Yeni aerodinamik kurallarla birlikte araçlar basitleşmiş, bu kurallara da en iyi uyum sağlayan takımlar Brawn GP ve RBR olmuştu. Vettel'de ilk yarış olan Avustralya'ya gayet güzel başlamış ve son 3 tura kadar ikinci gitmekteydi, fakat Kubica ile yaptığı kaza maalesef puansız ayrılmasına sebep oldu. Böylece sonraki yarış için 10 sıra ceza almış oldu. Malezya'da göz gözü görmeyen yarışta yarış durmadan önce spin atan Vettel böylece ilk iki yarışı puansız kapattı. Fakat 2007'de olduğu gibi bir kez daha Çin onun dirildiği yer oldu. Önce pol pozisyonuna yerleşti, sonra da yağmur altında tüm yarışı kontrol altında götürerek RBR'ye ilk pol pozisyonunu ve galibiyetini kazandırdı.


RBR'de alacağı 38 galibiyetin ilki 2009 Çin'de gelmişti.


O sezonun geri kalanında aracın potansiyelini iyi değerlendirip galibiyetler ve podyumlar almaya devam etti Vettel, fakat maalesef kariyerinin ikinci tam sezonunda epey tutarsızdı. Monaco'da 15.turda hata yaparak duvara vurdu ve yarışa veda etti, Macaristan'da startta temas yaşadıktan sonra süspansiyon arızası ile yarışa veda etti, Valencia'da ise motor arızası ile yolda kaldı. Yine de o sezonu Çin, Britanya, Suzuka ve Abu Dhabi'de aldığı 4 zafer, 4 pol pozisyonu, 3 en hızlı tur, 8 podyum ve 85 puanla 2.olarak noktaladı. 5 kez ise finiş göremedi.


Bu sezona dair yorumum ise şu: Vettel o sezon hem yeteneğini hem de kanser ediciliğini fazlasıyla gösterdi. Bir hafta Monaco'da bariyerlere vururken diğer hafta Suzuka'da gezine gezine yarış kazandı, bir hafta Malezya'da spin atarken diğer hafta Çin'de Brawnları ezdi. Jenson Button 1 kez yarış dışı kalırken kendisi tam 5 kez yarış dışı kaldı, buna rağmen sezonu sadece 9 puan geride bitirdi. Buradan da şunu çıkarabiliriz: eğer az daha tutarlı olsaydı belki de 2009 şampiyonunu Vettel olarak anabilirdik. Fakat bu Vettel'in maalesef zayıf yönü: fazla hırsın getirdiği hatalar. Bu kendisine 2009 şampiyonluğuna mal oldu ve eğer böyle giderse 2018 şampiyonluğuna da mal olabilir.


Vettel en sevdiği pist olan Suzuka'da ilk galibiyetini alıyor.


Böylece geliyoruz Vettel'in kariyerindeki belki de en önemli sezon olan 2010 sezonuna. 2010 kendisi için şanssızlıklarla başlamıştı. İlk iki yarış olan Bahreyn ve Avustralya'da pol pozisyonunu elde etmesine rağmen Bahreyn'de mekanik arıza ile 4.lüğe kadar düşerek Ferrari'nin eline duble vermişti, Avustralya'da ise motor patlatarak yarış dışı kalmıştı. Sezonun ilk galibiyeti ancak 3.yarışta, yani Malezya'da gelebildi. 3.sıradan başladığı yarışı kazanmayı başardı. 4.yarışta bir kez daha pol pozisyonunu almayı başardı fakat bu kez de yağmur tüm planları bozdu, RBR yağmurda çuvallayınca Vettel ancak 6.olabildi, takım arkadaşı Webber ise 8. olmuştu.


İlk 4 yarışta sadece 1 kez podyuma çıkabilen Vettel sonraki 2 yarışta her ne kadar podyum görse de takım arkadaşının 2 kez pol alıp bunları zafere çevirmesini izlemek zorunda kalmıştı ve bu durum genç Alman sürücüyü kızdırmaya başlamıştı. İspanya ve Monaco'nun ardından Türkiye'de Webber arka arkaya 3.pol pozisyonunu aldı ve 40.tura kadar da lider gitmeyi başardı. 40.turda ise herkesin çok iyi bildiği ünlü kaza gerçekleşti: Vettel geçişini yaparken çok sert bir hareket ile Webber'e çarptı. Kendisi yarış dışı kalırken Webber 3.olabildi, daha da kötüsü şampiyonluk yolundaki en ciddi rakipleri McLaren Mercedes duble yapmıştı böylece. Bu kaza tüm eleştiri oklarını Vettel'in üstüne çekmişti.



Vettel'in kariyerinin unutulmaz anlarından biri.


Vettel için sezon ilk 7 yarış itibariyle pek güzel gitmiyordu. Sonraki yarışlar ise inişli-çıkışlı oldu kendisi için. Kanada'da yine bir mekanik problem ile aracı zorlayamadı ve 4.olabildi, bir sonraki yarış olan Valencia'da ise polden başladığı yarışta tüm turları lider giderek sezonun ikinci galibiyetini elde etti. Britanya'da ise halen tartışılan ön kanat olayı gerçekleşti: antrenmanlarda Vettel ön kanadını parçalayınca Webber'in yeni tasarlanmış ön kanadı Vettel'e takıldı ve Vettel pol pozisyonunu elde etti. Vettel startta Hamilton'un teması sonucu lastiğini patlatıp son sıraya kadar düştü, buna rağmen yarışı 7.bitirmeyi başardı. Kazanan Webber ise radyodan epey manidar bir açıklama yaptı: "İki numaralı sürücü için hiç fena sayılmaz". 


Webber'in bu açıklaması başta Helmut Marko olmak üzere bir çok kişiden tepki çekti. Marko "Webber iyi bir sürücü, fakat biz ona rekabetçi bir araç vermeden önce bu galibiyetleri rüyasıda görürdü" şeklinde sert bir açıklama yaparken, bir çok kaynak kanat değişikliğini Newey'in istediğini, çünkü Vettel'in aracı daha iyi anlayabildiğini söylüyordu. Türkiye'de başlayan Webber-Vettel gerilimi bir kez daha alevlenmişti.


Hamilton'un bu teması sonucu Vettel lastik patlatmıştı.


Vettel Valencia'dan sonra 6 yarış boyunca galibiyet göremez, bu 6 yarışta 3 pol pozisyonu alsa da Britanya'da yukarıda bahsettiğim start olayını yaşar, Almanya'da Ferrari'lerin müthiş startı sonucu 3.lüğe düşer, yarışı da 3.bitirir, Macaristan'da müthiş bir farkla pol pozisyonu elde etmesine rağmen güvenlik aracı arkasında belli mesafeyi bırakmadığı gerekçesiyle pitten geçme cezası alarak ancak 3.bitirebilir. Sezon arasına lider Webber'in 10 puan gerisinde girer böylece.


Yaz arasından sonraki ilk iki yarış yine Vettel için hayal kırıklığı olur. Belçika'da 4.başlar, yağmurlu yarışta 2.liğe yükselse de liderlik için yaptığı agresif atakta aracın kontrolünü kaybeder ve Button'a çarpar. Button yarış dışı kalırken kendisi de gerilere düşer ve ancak 15.sırada finiş görebilir. İtalya'da ise F-Kanalı kullanmalarına rağmen McLaren ve Ferrari'nin F-Kanalları daha güçlü olunca 6.sıradan başlayıp ancak 4.bitirebilir. Son 5 yarış kala şampiyonada 24 puan geridedir, fakat Vettel bu yarıştan itibaren vitesi yükseltecektir.


Vettel'in kariyerinin en ciddi hatası bence bu kazadır.


Singapur'da RBR genel olarak Ferrari'lerin arkasında kalmıştı, Alonso'nun müthiş startı sonrası tüm yarış sürecek bir kovalamaca başlar ve düelloyu sadece 0.293 saniye önde Alonso kazanır. Son iki yarışı kazanan Alonso şampiyonluk için ciddi bir tehdit haline gelir böylece. Vettel ise bir sonraki yarış olan Japonya'yı odaklanır ve pol pozisyonundan başladığı yarışı ilk sırada bitirerek 6 yarışlık galibiyet orucunu bozar. Aynı performansı Güney Kore'de de sürdürür Vettel, yine ilk sıradan başlar yarışa ve bol yağmurlu ve kırmızı bayraklı geçen yarışı 46.tura kadar lider götürür, 46.turda motor patlatarak yarış dışı kalır, böylece şampiyona liderliğini alacakken Alonso'nun 25 puan gerisinde bulur kendisini. Üstelik şampiyonanın bitmesine sadece 2 yarış kalmıştır.


Vettel bu şanssızlığa rağmen vites düşürmeden ilerlemeye devam eder. Brezilya'da Hulkenberg'in sürpriz pol pozisyonuna rağmen ikinci sıradan başlar, startta liderliği alır ve tüm yarışı kontrol altında götürerek zafere ulaşır. Buna rağmen şampiyonada halen 17 puan geridedir, bu da şu anlama gelmektedir: Abu Dhabi'de sadece zafere ulaşması bile yetmeyecektir. Çünkü Alonso ilk 4'de finiş görürse Vettel'in ne yaptığının hiç bir önemi olmadan şampiyon olacaktı. 


Tüm sezon boyunca şanssızlıklarla boğuşan Vettel'in şansı ancak son yarışta döner. Yarışa pol pozisyonundan başlar ve liderliği elden bırakmayarak kazanır. Şampiyon olacağını hiç düşünmüyordu fakat şans dediğim gibi bu kez yüzüne güler: Alonso ve Webber'e yapılan yanlış zamanlı pitler iki sürücüyü Vitaly Petrov'un arkasına düşürür ve Renault'un muazzam düzlük performansı+Petrov'un koltuğunu koruması için son şansını kullanarak yaptığı müthiş savunma sayesinde Alonso 7, Webber ise 8.sırada finiş görür. Bu da şu anlama geliyordu: Sebastian Vettel, Fernando Alonso'nun 4 puan önünde dünya şampiyonu olmayı başarmıştı. Sezonu toplam 10 pozisyonu, 5 galibiyet, 10 podyum, 3 en hızlı tur ve 256 puan ile tamamladı.


Vettel, ilk dünya şampiyonluğunu Abu Dhabi'de kazanmıştı.


Vettel'in ilk şampiyonluk sezonuna dair yorumum ise şu: 2010 Vettel'in kariyerinin en zor sezonlarındandı. Mekanik arızalarla epey bir boğuştu, buna rağmen iyi bir performans ile son yarışta şampiyonluğu elde edebildi. Peki daha iyisini yapabilir miydi? Kesinlikle. Mesela Türkiye ve Belçika'daki temasları çok gereksizdi, Macaristan'da ise güvenlik aracı arkasında ceza almasaydı rahat bir galibiyet alacaktı. Her şeye rağmen Vettel 2010'da maksimumunu verdiğinde neler yapabileceğini çok iyi gösterdi son 5 yarışta. Karakter açısından ise en az olgunluk sergilediği sezon bence bu sezondu. Bir çok saçma demeç verdi ve şu anda Vettel'den nefret eden kitlenin bir kısmı da o sezon oluştu maalesef. Fakat Vettel'i Vettel yapan özellik de bu: sürekli üstüne koyarak ilerliyor. O çocukça hallerinden kurtulmayı da büyük oranda başardı.


Yazının ilk bölümü burada bitiyor. İkinci bölümde 2011-2014 arasından bahsedeceğim. Üçüncü ise bölümde 2015-2018 arasından bahsedeceğim. Şimdilik görüşürüz!







Yorumlar

Yorum Gönder