Sebastian Vettel, Başarılarla Dolu Bir Kariyer: Part 2, 2011-2014

Herkese merhabalar. Yazı dizisinin ikinci bölümüyle karşınızdayım. İlk bölümde Vettel'in kariyerinin başlangıcından ilk şampiyonluğuna kadar olan kısımdan bahsetmiştim. Bu bölümde ise Red Bull kariyerinin devamından bahsedeceğim.


2011 senesi başlarken Vettel epey rahat durumdaydı, en genç dünya şampiyonu rekorunu kırarak şampiyonluğu almayı başarmış ve eleştirileri övgülere çevirmeyi başarmıştı. 2011 ise kendisi için epey rahat bir sene olacaktı her açıdan: Newey kendisine mükemmel bir araç vermişti, aynı zamanda takımdaki nüfuzu da epey bir artmıştı şampiyonluğun ardından. Takım ile arası da Webber'e oranla daha iyiydi. RBR Vettel'in takımı olmuş durumdaydı sene başlarken. Ayrıca sezon öncesi 2014 sonuna kadar da kontrat imzalamıştı.


Vettel sezona resmen "nerede kalmıştık" diyerek başlar ve son üç senedir tamamlayamadığı Avustralya yarışını bu kez galibiyetle tamamlar. Bir sonraki yarış olan Malezya'da da durum aynıdır, pol pozisyonundan başlar ve yine kazanır. Çin'de bir kez daha pol pozisyonu kendisinindir, fakat kötü bir start ile 3.lüğe düşer, 2.pitlerden sonra liderliği elde etse de son 5 tur Hamilton'a geçilerek yarışı ikinci bitirir. Bu ikinciliğin acısını sonraki 3 yarışı, yani Türkiye, İspanya ve Monaco'yu kazanarak çıkarır. Böylece ilk 6 yarış itibariyle 5 galibiyet ve 5 pol pozisyonu elde etmiştir, sadece İspanya'da pol pozisyonunu takım arkadaşı Webber'e kaptırmıştır.


Vettel'in 3 Avustralya galibiyetinin ilki.


Vettel için sezon gerçekten müthiş gidiyordu. Şampiyonada 6.yarış itibariyle en yakın rakibi Hamilton'un tam 58 puan ilerisindeydi. 7.yarış olan Kanada'ya da pol pozisyonundan başlayacaktı. Yağmur altındaki efsane yarışı 1 tur haricinde tamamen lider gitmişti Vettel, ta ki son 2 turda Button peşine takılana kadar. Son turdaki ufak hatasıyla da galibiyeti Button'a tam anlamıyla hediye etti. Buna rağmen bir sonraki yarışta yine pol pozisyonu da galibiyet de kendisinin oldu. Vettel kimseye ne pol pozisyonu ne de galibiyet bırakmaya pek niyetli değildi.


Valencia'dan sonra 3 yarış boyunca süren bir galibiyetsizlik serisine girer Vettel. Britanya'yı Alonso kazanır, kendisi 2.sıradadır. Almanya'da RBR'nin McLaren-Ferrari ikilisine oranla yavaş kalması sonucu 4.olarak ilk kez podyum dışında kalır o sezon. Yağmur altındaki Macaristan'ı ise kariyerinin 200.yarışına çıkan, yağmur adamı Button kazanır. Vettel ise 3 yarışlık suskunluğunu Belçika'da bozar, hemen arkasından İtalya ve Singapur'u da kazanır. Bu 3 galibiyet onu puan durumunda öyle bir noktaya getirir ki son 5 yarışta sadece 1 puan alsa bile şampiyon olacaktır. Öyle de olur. Vettel Suzuka'da pol pozisyonundan başladığı yarışta pitlerde geriye düşse bile 3.sırada yarışı tamamlar ve 4 yarış kala şampiyonluğunu ilan eder. Böylece en genç çifte şampiyon unvanını da alır Alonso'nun elinden. Yine de vitesi düşürmez, Hindistan ve Kore yarışlarını kazanır, Abu Dhabi'de ise pol pozisyonundan başlamasına rağmen ilk turda patlayan lastiğin azizliğine uğrar ve o sezon ilk kez yarış dışı kalır. Brezilya'da ise vites kutusu problemine rağmen ikinci olur, takım arkadaşı Webber ise 2011'in ilk ve son zaferini kazanır böylece. Vettel sezonu 19 yarışta 15 pol pozisyonu (ki bu sayısal olarak rekordur, yüzde olarak ise rekor Nigel Mansell'in elindedir), 11 galibiyet, 17 podyum, 3 en hızlı tur ve 394 puan ile şampiyon olarak tamamlar. En yakın rakibi Button'a ise 122 puan fark atmıştır.


2011'e dair benim yorumum: 2011 Vettel'in tam anlamıyla dominant araçta neler yapabileceğini en iyi gösterdiği sezondu. 2010 şampiyonluğu sayesinde rahatlamış ve 2011'de o araca maksimumunu katabilmişti. Bir çok kişinin gözünden 2011 bedavadan bir şampiyonluktur, ben buna katılmıyorum. Ne olursa olsun 4 yarış önceden şampiyonluk ilan etmek kolay iş değildir. Veya 19 yarışın 17sinde podyuma çıkabilmek.


Vettel 2.şampiyonluğunu Suzuka'da ilan etmişti.


Rahat geçen 2011'den sonra yine zor bir sezon başlar Vettel için. RBR aracı tüm gücüne rağmen o sezonki Pirelli lastiklerine uyum sağlayamamıştır ve üstelik düzlüklerde de yeterince performansa sahip değildir. Vettel'de Melbourne'da ilk çizgiyi McLaren'lere teslim eder, kendisi ancak 6.sıradadır. Vettel 6.sıradan başladığı yarışta 2.tur 4.sıradadır, yarışı ise Hamilton'u SC periyodunda pitlerde geçerek 2.bitirir. Seneye podyumda başlamıştır. Fakat Malezya'da bir kez daha şanssızlık Vettel'in peşindedir, yağmurlu yarışta tur bindirmeler sırasında Karthikeyan kendisine çarpar ve Vettel ancak 11.bitirebilir yarışı. Karthikeyan'a yarış sonrası "hıyar" demesi ise epey tartışılır.

Çin'de yine şanssızlıklar devam eder. Sıralamalarda 11.likte kalarak çok ama çok uzun bir süre sonra Q2'de elenir Vettel. Rosberg'in ilk galibiyetini aldığı yarışı ise 5.sırada bitirebilir. Fakat bir sonraki yarış olan Bahreyn'de o sezonun ilk galibiyetini elde etmeyi başarır. Bundan sonra ise epey uzun bir galibiyetsizlik serisi başlar, öyle bir seri ki 9 yarış boyunca galip gelemeyecektir. Maldonado'nun galip geldiği efsane İspanya yarışında 8.sıradan başlar, son turlarda arka arkaya 3 geçiş yaparak 6.sırayı almayı başarır. Monaco'da 9.başlar, startta 6.lığa çıkar, uzun bir ilk bölüm atarak yarışı tek pitle 4.sırada bitirir. Kanada'da pol pozisyonunu elde etmesine rağmen pit ekibinin de hatasıyla 4.bitirir. Vettel için 2012, 2011'e göre sönük geçiyordu.


Vettel 2012'nin ilk galibiyetini aldıktan sonra.


Vettel için zorlu sezon bir sonraki yarış olan Valencia itibariyle daha da zorlaşır. Pol pozisyonundan kalkan ve yarışı kontrol altında götüren Vettel alternatör arızası ile yolda kalır, dahası yarışı Alonso kazanır. Kendisini bir anda liderden 26 puan geride bulmuştur böylece. Britanya'da Webber kazanırken kendisi 3.sıradadır, Almanya'da ise 2.sırada bitirmesine rağmen pist dışından geçiş yaptığı için 20 saniye cezası alarak kendisini 5.likte bulur. Macaristan'da ise 3.sıradan başlamasına rağmen 4.sırada finiş görür, ilk 11 yarış itibariyle sadece 3 podyum ve 1 galibiyeti vardır, üstelik şampiyona lideri Alonso'nun 41 puan gerisindedir.


Sezonun ikinci yarısı da pek iyi gidecek gibi durmuyordur ilk sıralamalar itibariyle, Spa'da yarışa 10.sırada başlayacaktır. Grosjean, Alonso, Hamilton ve Perez'in havlu attığı kaotik startta Vettel karambolden faydalanamaz, hatta 2 sıra kaybeder. Buna rağmen pistte geçişler ve pit stratejisi ile yarışı 8 sıra yukarıda, 2.sırada bitirir. Alonso'nun yarış dışı olduğu hafta farkı 24 puana indirerek iyi bir iş yapar. Fakat kader ağlarını yine örer ve İtalya'da finişe 6 tur kala 6.sırada gidiyorken yine alternatör sorunu yaşar. Alonso'nun 15 puan kazandığı haftayı 0 puan ile bitirmesi kendisini 39 puan geriye düşürür, üstelik sadece 7 yarış kalmıştır sezonun bitmesine. Vettel ise vites yükseltmesi gerektiğini fark etmiştir o yarıştan sonra.


Vettel 10.başladığı yarışı 2.bitirmenin sevinci içinde.


Vettel Asya'daki pistleri daima çok sevmiştir. Asya karnesini kısaca özetlersek Malezya'da 4, Japonya'da 4, Singapur'da 4, Kore'de 3, Hindistan'da 3, Bahreyn'de 4 galibiyeti vardır, yani kariyerindeki 51 galibiyetin 22'si Asya pistlerinde gelmiştir. Vettel'de Singapur yarışıyla birlikte yeniden yükselişe geçer. Önce Hamilton'un mekanik arıza yaşadığı Singapur'u kazanır, Alonso 3.dür. Daha sonra Japonya'da Alonso'nun ilk turda yarış dışı kaldığı yarışı da kazanır, böylece iki yarışta fark 4 puana iner. Vettel bununla da sınırlı kalmaz, Kore ve Hindistan'ı da kazanır. Böylece 39 puan farkı eritir, üstelik 13 puan öne geçer. Şampiyonluğun kokusunu yavaş yavaş almaya başlamıştır.


Son 3 yarış kala Seb bir kez daha şanssızlıkla yüzleşir: 3.sırada bitirdiği sıralama turlarından sonra aracında numunelik benzin kalmayacağından pite dönemez ve bu da yarışa pit yolundan başlayacağı anlamına gelmektedir. Seb en arkadan başladığı yarışta hızlıca yükselir, güvenlik aracı periyotlarının yardımıyla 4.lüğe kadar gelir ve son turlarda Button'u geçerek kendisini podyuma atar. Alonso ise Raikkönen'in arkasında 2.sırada kalmıştır. Amerika yarışında ise sezonun sonlarında hızlanan McLaren ile Hamilton galip gelir, Vettel 2. sırada, Alonso ise 3.sıradadır. Vettel ise 13 puan öndedir 1 yarış kala. Yani her şey Brezilya'da belli olacaktır.


Vettel, Suzuka'da 3.zaferini kazanıyor.


Brezilya'daki yarışta beklenti yüksekti, yarış ise beklentiyi fazlasıyla karşıladı. Vettel 4. sırada, Alonso ise 7.sırada başlayacaktı. Vettel güzel bir start alır fakat start düzlüğünün sonunda Webber tarafından pit duvarına sıkıştırılıp momentum kaybeder, fakat sadece bununla kalmayacaktır. 4.virajda Bruno Senna'nın arkadan çarpması sonucu spin atar, ön kanadı kırılır ve aracı hasar görür. Bir anda kendini 22.sırada bulmuştur, aracındaki hasar ise onarılabilir bir hasar değildir. Vettel'i çok zor bir 71 tur bekliyordu. 


Büyük bir kaos içinde gerçekleşen yarışta Vettel maksimumu alacaktır. 20.tur itibariyle 5.sıradadır, 29.turda güvenlik aracı sonrası Kobayashi'ye geçilir, buna rağmen şampiyonluğu alabilecek pozisyondadır. Vettel için kabus gibi başlayan yarış mutlu son ile bitecek gibiydi, ta ki RBR'nin yanlış pit stop stratejisi ile kendini 11.likte bulana kadar. Alonso ise 2.sıradadır, yani Vettel 7.olamazsa şampiyonluk elden gidecektir. Vettel daha da iyisini yaparak yarışı 6.bitirir, böylece arka arkaya 3.şampiyonluğunu ilan eder. Sezonu 6 pol pozisyonu, 5 zafer, 10 podyum, 6 en hızlı tur ve 281 puan ile bitirir.


2012 sezonuna dair yorumum: Vettel'in en zor şampiyonluğu hangisidir deseler açık ara 2012 derdim. RBR aracı o sene düzlüklerde yeterli değildi, sezonun başlarında ise lastiklerden ötürü problem yaşıyorlardı. Vettel'de bir Alonso kadar iyi sürememişti sezonun başlarında. Fakat daha sonra hem araç hem de Vettel yeniden tempolarına kavuştular ve Vettel güzel bir seri yakalayarak şampiyon oldu. Sadece Brezilya'ya bakarak bile Vettel'in canını dişine takarak şampiyon olduğunu söyleyebiliriz.


Vettel arka arkaya 3.şampiyonluğunu kutluyor.


Zorlu geçen 2012'den sonra 2013'de Vettel yine rahatlamıştır. İlk yarışa pol pozisyonundan başlar, fakat 3.bitirir. İlk galibiyet ise bir sonraki yarış olan Malezya'da gelir. Fakat öyle bir galibiyettir ki bu, her şeyi değiştirir. Sadece iki kelime herkese hatırlatır bunu: Multi 21. 


Vettel pol pozisyonundan başlar, fakat ilk pitlerden sonra Webber'in gerisindedir. 27.tur itibariyle çok yakındadır ve tepki çeken o mesajı gönderir: "Çok yavaş, çekin şunu önümden". Bir çok kişi şımarıklığına verse de aslında bu takım içi bir gerilimin işaretçisidir: Webber'i geçmesi istenmemektedir. Vettel her şeye rağmen son pitlerden sonra Webber'i geçer, geçerken kendisine "Bu aptalca Seb, lütfen" denilmesine rağmen yapar bunu, yarışı da kazanır böylece. Yarıştan sonra podyum odasında gerginlik hakimdir, Webber içeri girer ve o akıllara kazınan sözleri söyler: "Multi 21 Seb, Multi 21". Podyum röportajlarında öğreneceğiz ki Multi 21, 2 numaralı aracın 1 numaralı aracın önünde finiş görmesini söyleyen bir takım emridir ve Webber tasarruf modundayken Vettel kendisini geçmiştir. İkilinin arası bu noktadan sonra tamamen açılacak, ve sene sonunda Webber emekliye ayrılacaktır.


Multi 21 tatsızlığından sonra Çin'deki sıralamalar pek iyi geçmez ve 9.sıradan başlar yarışa. Güzel bir yükselişin ardından son 6 tura kadar da podyumda götürüyordu, fakat lastikler dayanamaz ve Vettel 4.bitirir. Bahreyn'de ise henüz 2.tur pol pozisyonundan başlayan Rosberg'i geçer ve arkadakilere hiç bakmadan kazanır. İspanya'da ise Alonso'nun ünlü galibiyetini aldığı yarışı 4.bitirir. Araç henüz lastiklere tam anlamıyla da alışamamıştır. Monaco'da da 3.başladığı yarışı 2.bitirir, geçişin imkansıza yakın olduğu pistte zafer ise Rosberg'in olmuştur. Monaco'dan sonraki yarış olan Kanada'da zafer yine Vettel'in olmuştur, lastiklerin arka arkaya patladığı ünlü Britanya yarışında ise kurbanlardan biri olarak o sezon ilk ve son kez yarış dışı kalmıştır. Bunun acısını ise Almanya'da galip gelerek çıkarır. Bir sonraki yarış Macaristan'ı Hamilton kazanır, Vettel ise yaz arasına girilirken puan durumunda 38 puan öndedir. İkinci yarı ise kariyerinin en domine dönemini geçirecektir.


Vettel ile Webber'in arasındaki belki de en gergin anlar.


Pirelli'nin Britanya'dan sonra lastikleri güncellemesi RBR'nin epey bir işine gelmiştir. Araç sonunda gerçek potansiyelindedir, Vettel'de bu potansiyelin suyunu 2.yarıda tamamen çıkaracaktır. Önce 2.sırada başladığı Belçika'yı tüm turlarda lider giderek kazanır, bir sonraki yarış olan İtalya'da da hem pol hem galibiyet onundur. Singapur'da da durum değişmez, Vettel pol pozisyonundan başladığı yarışta tüm turları lider giderek ve en hızlı turu atarak kazanır, böylece grand slam yapmayı başarır. Kore'yi de grand slam yaparak kazanır. Suzuka'da da durum değişmez, Vettel yine galiptir. Üstelik bir sonraki yarışı kazanırsa şampiyonluğunu ilan edecektir. Bir kez daha ipler tamamen kendisinin elindedir, Vettel'de bunu kullanır, Alonso'nun puan alamadığı, takım arkadaşının yarış dışı kaldığı yarışı yine galibiyetle sonlandırır, böylece arka arkaya 4.şampiyonluğunu ilan eder. Fakat Vettel gözünü başka bir rekora dikmiştir: arka arkaya en çok yarış galibiyeti. Kalan 3 yarış olan Abu Dhabi, ABD ve Brezilya'yı da kazanan Vettel böylece yaz arasındaki 9 yarışın tamamını kazanarak rekoru kırmayı başarmıştır.


2013 sezonu için yorumum: Vettel'in en baskın sezonu diyemem, 2011 daha bir baskın çünkü gözümde. Fakat Vettel gözünü hırs bürüdüğünde neler yapabileceğini en iyi bu sezon gösterdi. Multi 21 çok karışık bir mesele, bunun hakkında ayrı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Yaz arasından sonra kazanılan 9 zafer ise kesinlikle tesadüf olamaz. Vettel kalitesini o sezon epey iyi kanıtladı, fakat işlerin tamamen iyi gittiği son sezondu 2013.


Vettel arka arkaya 4.şampiyonluğunu elde ediyor.


Vettel için elbette her şey sonsuza kadar iyi gitmeyecekti, her çıkışın bir inişi vardır. O inişi ise 2014'de çok ama çok bir sert şekilde gördü Vettel. Turbo hibrit motor çağı başlamıştır, Renault motorları yeterli güçte değildir, üstelik ne o ne de o sezon başının belası olacak yeni takım arkadaşı Ricciardo kış testlerinde aracı yeterince sürebilmişlerdir. Vettel'de bunun cefasını ilk çeken isim olur, Melbourne'da sıralamalara daha Q2'de 12.olarak havlu atar, yarışta ise mekanik bir arıza ile garaja çeker. Vettel'in düşüşü başlamıştır. Vettel yine de sonraki yarışta yağmur altında iyi bir tur ile 2.sıradan başlar, o sezon müthiş bir dominasyon kuracak Mercedeslerin arkasında 3.bitirerek 2014'de ilk kez podyuma çıkar. Bahreyn'de ise işler tatsızlaşır: Vettel'e takım emri verilir ve Ricciardo öne geçirilir. Takıma 4 kez şampiyonluk getirmiş olan Vettel bir anda ikinci pilotluğa atılmıştır. Aynı durum Çin'de de yaşanır, iki yarışta iki kez takım emri verilmiştir Vettel'e. Vettel'de yeni statüsünün iyice farkındadır, ayrıca turbo hibritlere de henüz uyum sağlayamamıştır. Tüm bunların etkisiyle kariyerinin en silik sezonu başlar, devamlı olarak Ricci'nin arkasında kalacaktır.


Vettel İspanya'da takım arkadaşının bir sıra arkasında 4.dür, umutlu olduğu Monaco'da 2.giderken turbo arızası ile yarış dışı kalır, Kanada'da takım arkadaşının performans olarak gerisindedir ve kendisi 3.lük ile yetinirken takım arkadaşı kariyerinin ilk zaferini kazanmaktaydı. Takvime yeniden eklenen Avusturya'da yine mekanik arızalar peşindedir, ilk turda son sıraya düşer ve 30.turda yarış dışı kalır. Britanya'da güzel bir performans ile bir kez daha 2.olarak ilk çizgiye oturur, fakat yarışı 5.bitirir, o yarışta Alonso ile girdikleri mücadeleyi hala hatırlarız. Almanya'da takım arkadaşının 2 sıra önünde 4.dür. Macaristan'da ise 2.sıradan başladığı yarışı kazanma şansına sahipti, fakat start düzlüğünde attığı ve duvarı sıyırdığı spin sonrası pite girmesi Ricciardo'nun kazandığı yarışta 7.olmasını sağlar. Yaz arasına Ricciardo'nun 2 zafer ve 5 podyumuna karşılık yalnızca 2 podyum ile girer. RBR ile imzaladığı kontratın da son senesindedir ve Vettel bu maceranın sona yaklaştığını iyice hissetmektedir.


Vettel, takım arkadaşının ilk zaferini 3.sıradan izlemişti.


Sezonun ikinci yarısı yine pek iyi başlamaz. Mercedes'lerin ilk tur kazası sonucu Hamilton ve Rosberg geriye düşerler, Vettel'e yine galibiyet fırsatı doğmuştur, fakat Ricciardo'ya geçilir, daha sonra da pek iyi bir yarış götüremeyip 5.olur. Takım arkadaşı bir kez daha kazanmıştır. Vettel eleştirileri her geçen gün daha çok üzerine çekmekteydi. İtalya'da Ricci'nin bir sıra arkasında 6. bitirir, Singapur'da ise Kanada'dan sonra ilk kez podyumdadır. Sonraki yarış olan ve hala herkesin Bianchi'nin kazasıyla hatırladığı Japonya'da da 9.başladığı yağmurlu yarışı takım arkadaşını geçerek 3.bitirir. Bu onun RBR'deki son podyumu olacaktır.


Japonya yarışından önce ise pilot piyasasını değiştirecek açıklamayı yapar Vettel: sezon sonunda 6 sezondur yarıştığı RBR'den ayrılacaktır. Gideceği takım ise aslında seneler öncesinden belliydi: Scuderia Ferrari. Alonso'nun takım ile arası iyice bozulmaktaydı ve 2 sene daha kontratı olmasına rağmen takımdan ayrılmayı kafasına koymuştu. Vettel'de hep hayalini kurduğu takım ile görüşmelere başlamıştı. Kasım ayında ise görüşmeler sonuca varır, Alonso'nun McLaren-Honda'ya geçmesi ile Vettel Ferrari'ye imzayı atar. Sezonu ise 4 podyum, 2 en hızlı tur ve 167 puan ile 5.tamamlar, tek bir galibiyet bile kazanamaz. Kariyerinde ilk kez bir sezonu takım arkadaşının gerisinde tamamlayarak 4 kez şampiyon olduğu takımdan ayrılır.


2014 sezonu için yorumum: Vettel'in takım arkadaşına net bir şekilde mağlup olarak kendisini sevmeyenlerin bugün bile kendisini eleştirirken kullandıkları bir sezondu 2014. Gerek 4 şampiyonluğun verdiği doymuşluk, gerek araç ile yaşadığı uyum sorunları, gerek takımın Ricciardo'ya odaklanması Vettel'in 2014'de çok ama çok kötü performans göstermesine sebep oldu. Kariyerinde ilk kez bir takım arkadaşına mağlup oldu, galibiyet kazanamadı, fakat yine de zaman zaman ilk çizgiye çıkarak kendini gösterebildi. Daha ötesi ise mümkün olmadı, bu nedenle 2014 Vettel'in kariyerinde bir kara leke olarak kalacak daima.


Vettel, RBR'yi bir çok başarı kazanarak bıraktı.


Yazımızın 2.bölümü burada bitiyor. Bir sonraki bölümde Ferrari macerasını anlatacağım. O zamana dek görüşmek üzere!








Yorumlar