ALCS bitti, peki ya Boston Red Sox mucizesi?

Herkese merhabalar, bu yazıyı sporla dolup taştığım bir sabahın ardından yazıyorum (ALCS üstüne bir de Myles Turner kariyer rekoru kırdı, bu konuya da değineceğiz ileride). Malum NBA başladı, NFL başladı, NHL başladı. Bu ne anlama geliyor? Kışın geldiği. Peki kışın ABD gibi değişken hava koşullarının olduğu bir coğrafyada hangi lig düzenlenmez? 

Doğru cevap MLB. Karşılaşmaların uzun sürdüğü ve hava koşullarından ötürü maçların sık sık ertelendiği MLB'nin kışın oynandığını asla hayal edemiyorum.

MLB 2021 sezonu yavaş yavaş sona yaklaşıyor. Geçtiğimiz gün Boston Red Sox-Houston Astros serisi tamamlandı ve Red Sox seriyi 4-2 kaybetti. Böylece sezon boyunca yarattıkları ufak çaplı mucizenin de sonuna gelmiş olduk. Bu yazıda da konumuz Boston Red Sox olacak. Blogda yazdığım ilk beyzbol yazısı bu. Beyzbol ile ilgilenmeye çok yeni başladım diyebilirim. Haziran ayında ilkokul arkadaşım ile okul bahçesinde otururken bir anda kafamıza esti ve evden bulduğumuz bir sopa ile oynamaya başladık. Sonra sadece boş boş topa vurmak yerine kuralları öğrendik, sonrasında bu merak MLB'ye kadar uzandı. Aylardır baseball-reference'ın altını üstüne getirmeme rağmen halen öğrenecek çok ama çok şeyim var, ama hiç olmazsa takip ettiğim bu sezon hakkında bir şeyler yazarak başlayabilirim sanırım.

Her neyse, ne diyorduk, evet Boston Red Sox mucizesi. Mucize diyorum, çünkü Red Sox'ın burada olması pek beklenen bir durum değildi. 2020 onlar için her açıdan kötü bir sezon olmuştu. Sezon başında Astros hile skandalında ismi geçen menajerleri Alex Cora'nın bir sezon ceza alması sonucu takımın başına Cora'nın yardımcılarından Ron Roenicke gelmişti. Tecrübesiz bir isim değildi fakat 5 senedir bir takımın baş menajerliğini yapmamıştı. Mookie Betts'in Dodgers'a gitmesi tuz biber ekmiş, üstüne bir de takımın en iyi atıcılarından Chris Sale'ın ameliyat dolayısıyla sezonu kapatması, yine önemli atıcılardan Eduardo Rodriguez'in de COVID-19 geçirmesinden sonra sağlık sorunlarından ötürü dönmemesi de tabuta son çiviyi çakmıştı. Bütün bu talihsizliklerin gölgesinde Red Sox, 60 maçlık kısaltılmış sezonu division'ın dibinde bitirmişti. Tarihinin en kötü dönemini geçiren Baltimore Orioles'in dahi gerisinde bitirmek Fenway Park'ta pek iyi karşılanmamış olsa gerek. 

Eski MVP'leri Mookie Betts yeni takımındaki ilk senesinde şampiyonluğa uzandı. Red Sox ise o seneyi ligin diplerinde tamamladı.


2021'de işler değişti. Starting pitcher'ları (maça başlayan ve en azından 5-6 inning maçı götürmesi gereken atıcılar) zaman zaman performans kaybedebiliyordu ve bu özellikle all-star arasından sonra kendilerine sorunlar yaşattı. Ama özellikle vurucular konusunda epey iyi adımlar atmışlardı. Sezon başında Dodgers'tan Kike Hernandez, Tampa Bay Rays'tan Hunter Renfroe ve all-star arasında da takımı dağıtan Nationals'tan Kyle Schwarber'ın takıma eklenmesi beklenen etkiyi yaratmıştı. Fakat en önemli faktör bana kalırsa Rafael Devers oldu. Boston'ın çekirdekten yetiştirdiği Devers zaten iki sezondur gayet iyi performans gösteriyordu fakat Betts'in gidişi sonrası takımın liderliğine de hazır olduğunu gösterdi. Boston Red Sox açıklarını kapatabilecek bir takım haline geldi ve all-star arasına kadar AL East'i lider olarak götürdü. Sonradan iyi vuruculara ama vasat atıcılara sahip her takımın kaderini onlar da yaşadılar: hücumlarının çözülmesi. Bu onlara division liderliğini kaybettirdi. Hatta wild card dahi tehlike altındaydı. Bu durum için ayrı bir paragraf açalım.

162. maça gelindiğinde wild card için TAM DÖRT TAKIM mücadele ediyordu. Sezon içinde kadrosunu güçlendiren, birbiriyle pek uyuşmayan star karması New York Yankees, 20 senedir ilk defa postseason'a bu kadar yakın olan Seattle Mariners, son maçlarda büyük bir atılım yapan Toronto Blue Jays ve Boston Red Sox. Yankees ve Red Sox kazanmaları durumunda diğer takımların ne yaptığına bakmaksızın wild card alacaklardı. Yankees walk-off (son inning'de son hücumu yapan takımın kazanması) hit ile Rays'i mağlup etti. Red Sox'ta Nationals'a karşı geriden gelip kazanınca wild card maçı belli olmuştu; MLB tarihinin en efsane rekabeti postseason'a geri dönüyordu.

Yankees maçı Red Sox beklenmedik bir rahatlıkla geçti. Yankees'in Cy Young ödülü (sezonun en iyi atıcısına verilen ödül) adayı atıcısı Gerrit Cole tam anlamıyla çökünce hatalarla dolu iki inning sonra kenara alındı, daha oyun başında rakibin demoralize olmasının cezasını kesen Red Sox maçı 6-2 kazanarak Yankees'i Bronx'a geri gönderdi. Giancarlo Stanton ve Anthony Rizzo dışında tüm Yankees vurucularını denize döktükleri bir maçtı. Fakat sırada daha güçlü bir rakip vardı: 100 galibiyet alarak tarihinin en iyi sezonunu geçiren Tampa Bay Rays. Mükemmel bir hücuma sahiplerdi, outfield'ı güçlüydü ve rakiplere sahanın hiçbir yerinde nefes aldırmıyorlardı. İlk maçta Red Sox'a da bu tarifeden kestiler. 2020'de postseason home run rekorunu (10 home run) kıran Randy Arozarena'nın home base çaldığı maçta Rays 5-0 gibi net bir sonuçla galip geldi

Seriyi Boston kazanmış olabilir ama benim için serinin en iyi hareketi bu idi: Randy Arozarena kale çalarak sayıyı kazandırıyor.


Rüzgar buradan itibaren tersine döndü. Fırtınayı estiren isim ise Kike Hernandez oldu. Red Sox 2. maçı tam bir intikam havasında oynayarak 14-6 kazandı, 5 oyuncu home run kaydederken Kike Hernandez 5 vuruş yaparak yıldızlaştı. O maçta Kike Hernandez'in güçlü performansının yanı sıra Red Sox serinin anahtarını da bulmuştu: Rays'in zayıflığı. Rays mükemmel hücumuna ve saha savunmasına rağmen maçı koparıp götürecek bir atıcıdan yoksundu. Öyle ki çaylakları Shane Baz daha ilk postseason'unda yüksek seviye sorumluluk almak durumundaydı. Rays geçtiğimiz sene neredeyse aynı kadro ile World Series oynamıştı fakat o takımda en basitinden Blake Snell gibi Cy Young ödülü sahibi bir atıcı bulunuyordu.  Red Sox seriyi almak için bu durumdan faydalanmalıydı çünkü ne olursa olsun yıpratıcı Rays hücumunu sıradan taktiklerle yenemezlerdi. Bunu ilk maçta fazlasıyla görmüşlerdi.

Sonuç itibariyle Red Sox 3 ve 4. maçları da kazanarak seriden 3-1 galip ayrılmayı başardı. Wild Card'a son gün kalan Red Sox, 100 galibiyetli Rays'in işini 4 maçta bitirmişti. 3. maçı 13. inning'de 6-4 kazanmış, son maçı da 9. inning'de kazanmışlardı. Alex Cora ve ekibi Rays'i başarılı bir şekilde okumayı başarmış ve Rays'e kendi yıpratıcılığı ile karşılık vermişti. 


Kike Hernandez'in Red Sox'u ALCS'e taşıyan vuruşu. 


Bu mucize maalesef ALCS'te devam etmedi ve yazının başlangıcında belirttiğimiz üzere Red Sox son yılların play-off kurdu Astros'a 6 maçta mağlup oldu. Çok beklenmedik bir sonuç değildi aslında, nitekim Astros -her ne kadar hile skandalından sonra yıpranmasına ve özellikle itibar kaybından ötürü baskı altında olmasına rağmen- uzun senelerdir kadrosunu korumayı başarmış, ayrılan her oyuncunun yerine aynı seviye bir oyuncu eklemiş, drafttan seçtiği oyuncuları da güzelce yetiştirerek takıma kazandırmış, bu seviyenin baskısını iyi bilen ve peri masallarına izin vermemeye gayret gösteren bir takımdı.. En basit örnek Yordan Alvarez. 2016'dan bu yana yetiştirdikleri oyuncu 2019'da lige girdi ve yılın çaylağı oldu. Kendisi Red Sox serisinin de MVP'si seçildi. Alvarez'in Jose Altuve, Carlos Correa, Alex Bregman gibi oyuncuların bulunduğu bir çekirdeğe eklendiğini düşünün. Astros'un neden 2015'ten bu yana -2016 dışında, ki o sene 2015'ten sadece 2 galibiyet daha az almışlardı, gerileme yoktu- düzenli olarak postseason'a kaldığı daha rahat anlaşılabilir. Son 5 senede 3. kez World Series'te mücadele edecek böylece Astros. 

İlk MLB yazımı böylece tamamladım. Eksikler vardır elbet, umarım okuyanlar mazur görürler. Bu akşam Dodgers-Braves serisinin tamamlanma ihtimali var. Bununla ilgili bir yazı da gelecek. Astros'a da World Series sonrası bambaşka bir parantez açmayı düşünüyorum.

Houston Rockets'in yeniden yapılanmaya girdiği ve Houston Texans'ın 1-15'e hazır olduğu bir sezonda Astros tüm kente ilaç gibi gelmeye devam ediyor.




Yorumlar