2022 Barcelona MotoGP: Fabio kazandı, Aleix tarihe geçti

 Herkese merhabalar. İlk yarıştan beridir MotoGP yazısı yazmıyorum, yine herkes şampiyonluğu eliyle itmeye başlayınca ve Marquez yine sakatlık üstüne sakatlık yaşayınca açıkçası pek hevesim kalmadı. Birçok insan da benim gibi düşünüyordur. MotoGP ne yazık ki her geçen sene daha da başarısız bir seri olmaya devam ediyor.

MotoGP'nin aslında şu anda F1'in tahtını sallaması gerekiyordu, nitekim ciddi kural değişiklikleri olmadan takımları rekabete sokabilecek -ve F1'in örnek alması gerektiğini düşündüğüm- düzenlemelere sahipler, bu sayede 2019'da Johann Zarco'nun kariyerini bitme noktasına getiren KTM ve geçtiğimiz senelerde sürücü bulamayan Aprilia gibi takımlar artık düzenli podyum ve zaferlere oynuyorlar. 

Ancak özellikle sürücüler açısından durum vahim, 3 senedir Valentino Rossi, Casey Stoner, Jorge Lorenzo, Marc Marquez, hatta ve hatta Dani Pedrosa gibi bir yıldızı yok MotoGP'nin. En büyük yıldız olduğunu söylediğimiz Fabio Quartararo'nun istikrarsızlığı ve Lorenzo'dan dahi geri kalmayan iticiliği hesaba katılırsa kendisi kitleleri arkasına alabilecek, sporun lideri olabilecek bir isim değil.

Yetenekli sürücülerin istikarsızlığı da bir diğer faktör. İlk sekiz yarışın ardından Francesco Bagnaia, Alex Rins ve Joan Mir gibi isimler ciddi şampiyonluk adayları olmaktan uzak. Şampiyonada ise çok değişik bir tabloyla karşı karşıyayız. 

Hızlı bir bakış: Bir türlü ilk MotoGP zaferine ulaşamayan Johann Zarco şampiyona dördüncüsü, 2021 model Ducati ile 3 zafer kazanan sophomore (ikinci senesindeki yani) Enea Bastianini şampiyona üçüncüsü, hepsinden de ilginci uzun seneler boyunca ilk 10 mücadelesine dahi giremeyen Aleix Espargaro şampiyona ikincisi. Fabio Quartararo da Francesco Bagnaia'nın sürekli düştüğü, Alex Rins'in ise Suzuki'nin çekileceği açıklandığından bu yana formunu kaybettiği bir ortamda ikinci şampiyonluğu için ideal ortamı yakalamış vaziyette.

Her neyse, gelelim Barcelona'ya ve Barcelona özelinden genel bir sezon portresine.

Yazımıza podyumun bir fotoğrafı ile başlayalım.


POLE MÜCADELESİNDE SÜRPRİZ YOK

Cumartesi günü olaysız bir sıralama seansı izledik, kısa kısa bahsedeceğim. Pole pozisyonunun kime gideceği daha antrenman turlarından belliydi aslında: Aleix Espargaro. Bu hafta sonu kendi evinde yarışan ve bunun da motivasyonuyla neredeyse tüm antrenman turlarında kafaya oynayan Espargaro, sıralama turlarında ise Bagnaia'nın yakın baskısına rağmen 0.031 saniyelik bir farkla pole pozisyonunu elde etmeyi başardı. Bu, Aleix'in kariyerinin ilk galibiyetini elde ettiği Arjantin'den sonra bu sezonki ikinci pole pozisyonuydu. Aleix-Bagnaia ikilisinin 0.2 saniye gerisinde Quartararo yer aldı. 

MotoGP'de sıralama turları pek önemli değil, o yüzden kısa keseceğim. Fakat bahsetmek istediğim bir isim var: Fabio Di Giannantonio. Geçtiğimiz hafta kariyerinin ilk pole pozisyonunu elde eden genç İtalyan, bu hafta da beşinci olmayı başardı. Yarış performansı ise bu denli parlak değil maalesef. Gelişirse tavanı yüksek, gelişemezse de yeni Maverick Vinales spora hayırlı olsun.

Ayrıca bilmeyenler için de dipnot düşelim, Marc Marquez sağ kolundan geçireceği ameliyat nedeniyle sezona ara verdi, bu yarış Marquez'in verdiği aranın başlangıcıydı. Ona çok ihtiyacımız var, çok ama çok ihtiyacımız var.

Gridin diğer Fabio'su. Bence bu çocukta iş var.


PODYUM: FABIO FARKLI GALİP, PRAMAC İKİ MOTOSİKLETİYLE PODYUMDA

Yarış yorumlarına gelmeden önce podyumu verelim: Fabio Quartararo startta liderliğe yükseldikten sonra direkt uçtu gitti ve 6 saniye gibi bir farkla galibiyete ulaştı. Son turda bir sıra yükselen Jorge Martin ikinci olurken, podyumu ise son tura girilirken aslında epey geride olan Johann Zarco tamamladı. Aleix Espargaro ise birazdan bahsedeceğimiz birtakım trajikomik olaylar neticesinde normalde 2. bitireceği yarışta ancak 5. olabildi. Halen gülme krizlerine giriyorum... inanılmaz bir olaydı. Zarco-Aleix ikilisinin arasında ise Joan Mir bulunuyordu.

Quartararo'dan başlayalım, klasik bir Marc Marquez galibiyeti elde etti. İlk turda liderliği elde ettikten sonra farkı açtı, yüksek tempoyu koruyabilecek bir kıvama geldiğinde lastik korumaya geçti, son turlarda da potansiyel tehditleri savuşturmak için farkı kapanamayacak bir seviyeye getirdi. Yamaha'nın problemleri düşünülürse Quartararo'nun galibiyete ulaşmasının tek yolu arkadakilerin birbirlerini yemesini beklemek, o da bunun olmasını sağlıyor. İyi bir galibiyet daha, kendisini tebrik ederiz.

Ancak Yamaha'nın en kötü motosiklet olduğuna dair yorumlara katılmıyorum. Geçen sezon şampiyon olan takım için 2022'de öncelik Quartararo'yu takımda tutmak olacaktı, nitekim Petronas Yamaha spordan çekilerek yerini RNF Yamaha gibi kendi yağında zor kavrulan bir takıma bırakmış, Valentino Rossi'nin emekliliği de değerli geri bildirimlerin kaybedilmesine yol açmıştı. Quartararo'nun takım arkadaşı Franco Morbidelli yaşadığı sakatlıklar sonrası MotoGP seviyesinin dahi gerisine düşerken, RNF sürücüleri Andrea Dovizioso ve Daryn Binder da üstüne motosiklet inşa etmek istenecek isimler değillerdi. Dolayısıyla takım yer yer irtifa kaybeden, ancak Quartararo'ya tam oturan yeni bir temel inşa ederek Repsol Honda modeline geçiş yaptı. Böylece Quartararo geçtiğimiz hafta 2 senelik yeni bir sözleşme imzaladı. Gerçi Suzuki'nin ayrılığı sonrası seçeneği kalmamıştı.

En kötü motosikletin ise basit şekilde Honda olduğunu düşünüyorum, bunun sebeplerini uzun uzun konuşuruz.

Çok rahat, çok profesyonel.


İkinci sırada Jorge Martin yer aldı, hem kendisi, hem de Ducati için olumlu bir sonuç bu. Martin'in ne kadar hızlı olduğunu herkes biliyor, 23 yarışlık kariyerinde tam 6 pole pozisyonu elde etmeyi başardı. Marquez'in ardından en iyi sıralama pilotu bile diyebilirim. Fakat söz konusu yarış olduğunda basit hatalar, çaylakların yaşacağı low-side'lar ve yer yer diğer pilotlara bile zarar verdiği kazalar sağ olsun galibiyet sayısı sadece 1, podyum sayısı ise pole sayısıyla aynı. Çok daha iyi sonuçlara ihtiyacı var, umalım ki Barcelona bir başlangıç olsun. Yarış performansı oldukça iyiydi, sadece düzlüklerde değil pistin her noktasında Aleix'i oldukça zorladı. Bir diğer detay ise 4 yarışın ardından ilk 10'a geri dönmesiydi. İstikrar Jorge, istikrar.

Üçüncü sırada ise normalde bir sıra geride olması gereken bir isim vardı: Johann Zarco. Yarışın ilk turlarının ardından Aleix-Martin ikilisinden kopan Zarco sessiz sakin bir dördüncülüğe gidiyordu, ancak son tura girilirken MotoGP tarihine geçecek bir olay yaşandı ve Fransız sürücü bir anda kendini podyumda buldu. İki Pramac sürücüsü de böylece podyuma çıkmayı başardı.

Peki ne olmuştu? Aleix son tura girilirken yarışın bittiğini zannetmiş ve gaz keserek seyircileri selamlamaya başlamıştı! Hatta tribünlere yakın gitmek için ilk virajda pist dışına çıkmış ve tam bir gösteri turu atmak için kendini hazırlamıştı. Elbette bu hata affedilmedi, önce Martin, sonra Zarco kendisini geçti, hatta çok daha arkadaki Joan Mir ve Luca Marini'ye bile geçildi. Zaten Marini'nin de gelmesinin ardından ne olduğunu anladı ve bir anda gaza yüklenerek yarışa döndü. Marini'den yerini alarak beşinciliğe çıktı ancak çok değerli puanları kaybetmişti! 

Benzer bir olay yaklaşık 31 sene önce Formula 1'de de yaşanmıştı. 1991 Kanada GP'sinin son turuna girilirken Williams pilotu Nigel Mansell ciddi bir farkla lider gitmekteydi, bunun rehavetiyle seyircileri selamlamaya başlayıp yarış temposundan uzaklaştı. Sonuç olarak bu ani tepkiye direnemeyen araç istop etti ve Mansell yarış dışı kaldı, son turda liderliğe yükselen Benetton pilotu Nelson Piquet ise efsanevi kariyerinin son galibiyetine uzandı.

Yıllar boyunca unutulmayacak bir olay.


BAGNAIA NEREDE? RINS NEREDE?

Sonuçlara bakınca 2022 MotoGP sezonunun klasik sorusunu da bir daha soruyoruz. Podyumda olmasını beklediğimiz isimler neredeler? 

Bu sorunun cevabını verebilecek bir isim var: Takaaki Nakagami. Asla belli bir aralığa oturtamadığı saf hızı ve tehlikeli sürüşleriyle bildiğimiz Nakagami bu sezon ciddi tepki çeken isimlerden biri. Geçen yarış Alex Rins ile ciddi bir olay yaşamış ve Rins'in yarış dışı kalmasına sebep olmuştu. Oldukça sinirlenen Rins, hakemleri çok sert bir şekilde eleştirmişti.

Ancak insan yedisinde neyse yetmişinde de odur. Nakagami hafta sonuna oldukça özgüvenli girdi. Sebebi motosikletindeki güncellemelerdi, nitekim Pol Espargaro ile evliliği bitmek üzere olan Honda, ameliyata giren Marquez'in motosikletindeki yeni parçaları Nakagami'ye vermeyi tercih etmişti. Parçaların etkisi ne kadardır bilinmez ancak Japon sürücü sıralama turlarını Pol'ün sadece 0.150 saniye gerisinde tamamladı.

Yarış startında ise bu özgüvenin cezasını kendisiyle birlikte iki sürücüye daha çektirdi: Francesco Bagnaia ve daha geçen hafta düşürdüğü Alex Rins! İlk viraja girilirken oldukça geç fren yapmaya çalışan ve motosikletin kontrolünü kaybeden Nakagami kendini yerde buldu, bu esnada birçok motosiklet sağa dönmeye hazırlanıyordu. Nakagami'nin LCR Honda'sı önce Bagnaia'yı, sonrasında ise Rins'i düşürdü, Nakagami'nin kendisi ise kaskıyla Bagnaia'nın tekerlerine temas etti. Çok ciddi bir kazaydı, Japon sürücüye geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.

Kazanın ardından Rins anında yarışa veda ederken, Bagnaia bir turluğuna geri dönmeyi başardı fakat sonrasında tamamen yarıştan çekildi. Bu da geçtiğimiz hafta sonu galibiyete ulaşarak farkı kapatmaya başlayan Bagnaia için ciddi bir yara oldu. Rins ise yanılmıyorsam arka arkaya dördüncü kez yarış dışı kaldı.

Ancak bu tehlikeli sürüş ne ilk ne de son. Hakemlerin olayı "yarış kazası" olarak nitelendirmesi ise daha saçma. Ciddi bir hata var ve kasıtlı olmasa da cezalandırılmalı. Geçen sene Deniz Öncü 2 yarışlığına uzaklaştırılmıştı, arka arkaya ikinci yarışında da ciddi bir vukuat işleyen Nakagami için de benzer bir proesdür uygulamalı. Zaten Alex Rins'in isteği de bu, İspanyol sürücü çok doğal olarak hakemlere nefret kustu, hatta yarış direktörü Freddie Spencer'in "bunadığını" dahi söyledi. Rins'in söylemleri ciddi bir polemiğe imza atacak mı atmayacak mı hep birlikte göreceğiz.

Çok tatsız bir kaza, en son gördüğüm bir fotoğrafta Rins'in bileği sargıdaydı. Herkese geçmiş olsun.


JACK MILLER'İN DUCATI'DE KALMA ŞANSI SONA ERDİ

Uzun uzadıya tüm önemli noktalardan ve haberlerden bahsettik. Şimdi de diğer önemli isimlerin ne yaptığını madde madde anlatalım.

Enea Bastianini: Kaza yapan isimlerden birisiydi, böylece arka arkaya ikinci hafta sonundan da puansız ayrıldı. Çaylak duvarına vurdu, ancak buraya kadar gelmesi bile mucize olduğu için kendisini mazur görüyoruz. Gresini şampiyonluk pozisyonunu koruyabilecek bir ekip değil ve motoru da 2021 model olduğu için bir yerden sonra sıkıntı çıkaracaktır. Yarış genelinde ise yüksek bir tempoya sahipti, peş peşe geçişlere başlamıştı.

Alex Marquez: Dördüncü antrenmanlarda beyin sarsıntısı geçirmesinin ve sıralama turlarını kaçırmasının ardından ilk tur kaosundan çok iyi faydalanarak bir hayli yükseldi ve mücadeleyi 10. sırada tamamladı. Yarışması bile mucizeyken bu kadar iyi bir sonuç elde etmesi kendisini haftanın sürücülerinden yapıyor. 

Luca Marini: Son haftalarda vites arttıran isimlerden. Rossi'nin üvey kardeşinden çok daha fazlası diye düşünüyorum, ağırbaşlı sürüşüyle hiç olmazsa Joan Mir seviyesini zorlayabilir. Geçtiğimiz haftanın ardından bu hafta da güçlü bir sonuç elde etti. Abisi gurur duymalı.

Jack Miller: En büyük balığı sona sakladım. Bu yarışla birlikte gelecek sezon Ducati'de olmayacağı kesinleşti diyebiliriz. İki Pramac podyumdayken, yarış dışı kalana kadar Di Giannantonio ve Bastianini kendisinin önündeyken bir kez bile ekrana gelmedi, yarışı da 14. sırada tamamladı. 

Miller'in olası bir düşüş yaşayabileceği aslında Bagnaia'nın 2 senelik sözleşme imzalamasının ardından konuşulmaya başlanan bir durumdu. Bir önceki sezona net bir şekilde "şampiyon olacağını" söyleyerek giren ancak bu iddianın altını dolduramayan Miller takımın kendisine inanmadığını ve motosikletin bir önceki kadar iyi olmadığını görünce henüz başlangıçta köprüleri yakmış olabilir.

Yine de sempatik birisi ve orta sıra takımlarını zirveye taşıyabilecek disipline sahip, dolayısıyla KTM, RNF Yamaha veya LCR Honda kendisini ayakta kapacaktır. 

Gelecek sezon KTM'de gibi duruyor.


Böylece oldukça uzun bir MotoGP yazısını geride bırakıyoruz. Hakemler, Suzuki, aptal sezonu gibi birçok konuyu konuşamadık bile, bunlar için bir sezon ortası rehberi yazmayı düşünüyorum. O da sanırım bir sonraki yarışın incelemesiyle birlikte gelir. Yarış özelinde sezon genelini konuşmayı seviyorum, anlık analizi yayabilmemize alan açıyor.

Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, şimdilik hoşça kalın!

Yorumlar